
Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Akalın, gazeteci Emin Aydın’ın sunduğu “Baş Başa” programında Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Çin’den İran’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Akalın’ın yorumları, ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika tarzının dünya siyasetinde nasıl yeni bir denge oluşturduğunu gözler önüne serdi.
“TRUMP GELİNCE TABLO DEĞİŞTİ”
Akalın, Filistin’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, “Trump başkan seçilmeden önce başlayan İsrail'in Gazze operasyonları, onun gelişiyle bambaşka bir mahiyet kazandı. Soykırıma varan saldırılar yeni bir diplomatik şekil aldı” dedi. Hamas’la yapılan esir takası görüşmelerinin Trump döneminde başladığını hatırlatan Akalın, “Bu süreci dahi Netanyahu hükümeti sabote etti” diye konuştu.
İSRAİL-FİLİSTİN: SAVAŞ MI, EMLAK YATIRIMI MI?
Filistin meselesinin Trump tarafından adeta bir emlak yatırımı meselesine dönüştürüldüğünü belirten Akalın, “Trump, Gazze'yi sahil otelleri, yeni yerleşimciler için cazip hale getirmek istiyor. Emlakçı diliyle barış arıyor” dedi. “Bunu daha önce din, etnisite ya da tarih üzerinden tartışırdık; artık rant konuşuluyor” diyerek dikkat çekici bir tespit yaptı.
“TRUMP’IN SAHASI ORTADOĞU”
Amerikan dış politikasında Trump döneminde yaşanan değişime vurgu yapan Akalın, “Trump kendini yalnızca Amerika’nın değil, dünyanın da başkanı olarak görüyor” ifadelerini kullandı. Ortadoğu’daki ülkelerle kurduğu ilişkileri örnek göstererek, “Zelenski’yi azarlaması yalnızca Ukrayna’ya değil, tüm dünyaya verilmiş bir mesajdı. Patronun kim olduğunu göstermek istedi” dedi.
“SUUDİ ARABİSTAN TRUMP’A NE VERDİ?”
Trump’ın ilk ziyaretlerini Suudi Arabistan gibi ülkelere yapmasının ekonomik nedenlerine değinen Akalın, “Hiçbir Amerikan başkanı, bu kadar kısa sürede bu kadar çok kazanım elde etmedi. Ziyaret ettiği ülkeler, Trump’a ayakta kalabilmek için adeta haraç ödedi” yorumunu yaptı.
“NETANYAHU BARIŞ İSTEMİYOR”
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze operasyonlarını iç politikadaki yargı reformuna gelen tepkileri bastırmak için kullandığını belirten Akalın, “İsrail’in iç muhalefeti bile ‘Netanyahu barış istemiyor çünkü barış olursa koltukta kalamaz’ diyor” dedi. İsrail’in, Netanyahu sonrası barış için masaya oturacağını savundu.
İRAN: ETKİSİZ AMA UNUTULAMAZ
İran’ın bölgedeki etkisini kaybettiğini belirten Akalın, “Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden itibaren İran düşüşe geçti. Hizbullah’tan Husi milislerine kadar tüm uzantıları ya tasfiye edildi ya da etkisiz hale getirildi” dedi. Buna rağmen İran’ın tarihi birikimiyle “henüz devre dışı bırakılamayacağını” ekledi.
ÇİN YÜKSELİYOR, AMERİKA HUZURSUZ
Dünya savaşlarının ekonomik sermaye birikimiyle bağlantılı olduğunu belirten Prof. Dr. Akalın, “Çin çok büyük bir sermaye ve savunma gücü biriktirdi. Bu mutlaka çatışmaları doğurur. Amerika'nın da Çin'le bir hesaplaşma planı var” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE: YÜKSELEN KÜRESEL OYUNCU
Türkiye’nin dış politikadaki hamlelerini takdirle değerlendiren Akalın, “Türkiye artık sadece bölgesel değil, küresel bir aktör. Özellikle savunma sanayii ve insansız hava araçları alanında elde ettiği başarılar, onu dünyanın yeni stratejik oyuncusu yapıyor” dedi. Suriye politikasıyla da önemli bir denge unsuru olduğuna işaret etti.
“SURİYE’DE BARIŞ, TÜRKİYE İLE MÜMKÜN”
Suriye’de Esad sonrası dönemin hâlâ şekillenmediğini kaydeden Akalın, “Suriye'deki istikrar Türkiye’nin çıkarınadır. YPG'nin Suriye devletine katılması, Türkiye’nin destekleyemeyeceği bir gelişme olur. Merkezi güçlü bir Suriye, Batı'nın değil, bölgenin yararınadır” dedi.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI: SESSİZ FETİH
Rusya’nın savaşı zamana yayarak kazanımlarını arttırdığını savunan Akalın, “Rusya’nın taktiği adım adım ilerlemek. Ukrayna çok yoruldu, ani bir çöküş yaşanabilir” dedi. Avrupa’nın enerjide Rusya’ya hâlâ bağımlı olduğunu ve Amerika’nın savaş sürecinden ekonomik kazanç sağladığını ekledi. (ERDAL AYDIN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.