
Ünlü Brezilyalı influencer Ana Bárbara Buhr Buldrini, estetik operasyon için geldiği İstanbul’da bir özel hastanede hayatını kaybetti. Genç kadınla beraber Türkiye'ye gelen sanatçı eşi, hastanenin ihmali olduğunu belirterek olayı yargıya taşıdı.
Mozambik’in tanınmış sanatçılarından ve sosyal medya fenomeni, DeHermes olarak da bilinen Elgar Sueia ile Brezilyalı eşi Ana Bárbara Buhr Buldrini, hem tatil hem de iş birliği amacıyla Türkiye’ye geldi. Influencer olan Ana Bárbara, estetik ameliyat yaptırmak üzere Tuzla'da bulunan Özel Tusa Hastanesi ile reklam ve tanıtım karşılığı anlaşma sağladı.
Ana Bárbara 15 Haziran Pazar günü ameliyat öncesi hastaneye gitti, fakat iddiaya göre ameliyat çarşamba günü yapılması beklenirken, gerekli hazırlıklar tamamlanmadan ve aç olması gerekirken tok şekilde 15 Haziran günü operasyona alındı.
Operasyon sırasında genç kadın hayatını kaybetti. Hastaneye yetkilileri hastaneye çağırdıkları Elgar Sueia'ya, eşinin ameliyatta hayatını kaybettiğini açıkladı. Elgar Sueia, olayda ihmalleri olduğu gerekçesiyle hastaneden şikayetçi oldu.
"24 saat hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerektiğini biliyorduk"
Elgar Sueia, "Ben ve eşim, bir ameliyat için İstanbul’a geldik. Eşim estetik bir operasyon yaptırmak istiyordu ve biz Mozambik’ten 12 Haziran’da yola çıktık. 13 Haziran’da İstanbul’a vardık ve ameliyatı sadece Çarşamba günü yaptırmamız gerekiyordu. Ama Çarşamba günü yapmak yerine, ameliyat Pazar günü yapıldı. İstanbul’a varışımızda doktorlarla birkaç kez görüştük. Cuma günü doktorla dışarı çıktık. Cumartesi günü yine doktorla dışarı çıktık. Doktor bizi bazı kulüplere götürdü çünkü bize şehri, ülkeyi gezdiriyorlardı. Ve Pazar günü eşimin ameliyat olamayacağını çok iyi biliyordu. Ancak bunu engellemek yerine, bizi Pazar günü ameliyat olmaya zorladı. Bize, bir hastanın ameliyatını iptal ettiğini söyledi. Bizi dışarıya çıkaran kişi oydu. Birkaç içtik, eğlendik. Eşim Pazar sabahı yemek yedi ve Pazar günü hastaneye sadece ziyarete gitmemiz gerekiyordu. Ama bir anda bize ameliyat odasına gitmemiz gerektiğini söyledi. Birçok soru sorduk. İçimde kötü bir şey olacağına dair bir korku vardı çünkü eşimin en az 24 saat hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerektiğini biliyorduk ama düşünün, içki içmişti bile. Ama o, bizi sakinleştiren kişiydi; 'Merak etmeyin, ameliyat yapılabilir. Sadece bazı testler yapmamız gerekiyor' dedi. Ameliyata girmeden sadece bir saat önce testler yapıldı" dedi.
"'Sadece anesteziden uyanıyor, biraz uyuşuk, ama geçecek' dedi"
Sueia, "Eşim saat 19.00 civarında ameliyata alındı ve saat 02.00 – 02.30 civarında ameliyattan çıkıp iyileşme odasına alınması gerekiyordu. Ben Pazar günü saat 02.00’de hastaneye gittim, ancak bana ameliyatın durumu hakkında dürüst bir bilgi veremediler. Ben hastaneye gitmeden önce, saat 02.00’den önce, içinde ben, eşim, doktor ve hastane sahibinin olduğu bir gruba mesaj attım. Hastane sahibi bana eşimin ameliyatı bitmiş halini gösteren bir video gönderdi. Ve 'Bir saat içinde gelebilirsin. Sadece anesteziden uyanıyor, biraz uyuşuk, ama geçecek' dedi. Ben de hastaneye gittim. Beni alıp birinci kata çıkardılar ve bana eşimin vefat ettiğini söylediler" diye konuştu.
Daha sonrasında polis merkezine gittiğini ve polislere durumu aktardığını belirten Sueia, "Ve birkaç telefon görüşmesi yaptı. Resmi bir devlet tercümanını arayarak bana yardımcı olması için çağırdı. Tercüman geldiğinde olayın büyüklüğünü anladı. Bana adil bir yargılama olabilmesi için bir kişiyi daha araması gerektiğini söyledi; bu kişi, bu tür suçlar konusunda uzman bir avukattı. Avukatı da aradık. Onun gelmesi yaklaşık iki saat sürdü. Avukat da benimle ve yaşadığım durumla empati kurdu. Üç sayfalık bir ifade verdik. Polis memurları bile şimdi bu ifadenin bu tür vakalar arasında en uzun ve en çok delil içerenlerden biri olduğunu söylüyor" şeklinde konuştu.
"Bu hastaneyle bir ortaklığımız olduğu için her şeyi belgeliyordum. Her şeyi kayda alıyordum. Doktorun bizi nasıl ikna ettiğine dair videolarım var" diyen Sueia, "Ameliyattan bir gece önce, ben, doktor ve eşimle birlikte içki içtiğimiz, eğlendiğimiz videolar var. Pazar günü ameliyathaneye girmemiz hiç planlı değildi. Biz sorumluluk sahibi insanlarız. Eşimin hayatıyla böyle oynayacak insanlar değiliz.
Cumartesi günü sadece doktorla dışarı çıktık çünkü ameliyatın Çarşamba günü yapılacağını biliyorduk. Pazartesi ve Salı günleri eşimin dinlenmesi, vücudunu arındırması için yeterli zamanı olacaktı. Eşim alkol alan biri değildi. Hiç sigara içmedi. Alkol alacaksa da, o da çok sosyal bir ortamda, nadiren olurdu" ifadelerini kullandı. (İHA)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.