Şekerim benden İran ile İsrail arasındaki savaşı yorumlamamı istiyorsun. Uzmanlık alanım değil ama şahsi kanaatimi paylaşayım iki ülkenin de devletleri ve milletlerinin kaybettiği ancak hükümetlerinin kazandığı bir savaş oldu. Anladığını umuyor, sana merakla beklediğin serinin yedinci sohbetini aktarıyorum;
Tezgahtar Nebahat, Yahudi Çırağı Nebahat, Taklacı Nebahat, Kuklacı Nebahat, Tut Kopar Nebahat…
Nebahat’ın en büyük özelliklerinden biri de adam satmasıdır. Bir kişinin statüsünün ya da toplumdaki yerinin önemi yoktur; eğer Nebahat’ın o kişiyle işi bitmişse, o kişi “satış listesine” girmiş demektir. İlerleyen süreçte o kişiyle tekrar işi olursa, Nebahat kıvırabilir, dönebilir, yutkunabilir, eğilebilir; yeter ki kendi şahsi menfaatleri zarar görmesin.
Eskilerin bir sözü vardır: “Anasının göğsünü keser atar menfaati için.” Nebahat için bu söz “kuşbaşı kuşbaşı doğrar, yeter ki çıkarı olsun” şeklinde tezahür eder.
Nebahat’ın tezgah açmayacağı kimse yoktur. Çıkarı ve menfaati için kocasına dahi tezgah açabilir. Aynı odada, karşı koltuktan diğer koltuğa kocasına kumpas kurabilir. Tezgahtar Nebahat, Amerikalı Yahudi’den aldığı tüm “dersleri” özel hayatında da, iş hayatında da birebir uygulamaktadır. İman etmediği, sağlam bir inancı olmadığı için Nebahat’ı durdurabilecek hiçbir güç yoktur. Ahlak, namus ve şeref gibi kavramlarla ömrü boyunca taşımamış olan Tezgahtar Nebahat, kişisel menfaati uğruna herkesi gözünü kırpmadan harcayabilir.
Tezgahtar Nebahat, emri altında çalışan biriyle cinsel birliktelik yaşamaktadır. Durum o kadar vahimdir ki; birlikte olduğu gencin eşi dahi bu durumdan haberdardır. Ancak hem genç hem de eşi, Yahudi Çırağı Tezgahtar Nebahat’in şerrinden oldukça korkmaktadır. Bu yüzden seslerini çıkaramazlar. Tezgahtar Nebahat, emri altındaki kişiyi adeta bir köleye çevirmiştir.
Ancak bugünkü konumuz bu değil… Bugün Tezgahtar Nebahat’in kocasının, bu ilişkiyi öğrenmesi üzerine yaptığı misillemeyi anlatacağız. Okuyacaklarınız midenizi bulandırabilir. “Yok artık, o kadar da olmaz!” diyebilirsiniz. Ama Tezgahtar Nebahat o kadar şerefsiz, o kadar namussuz ve o kadar aşağılık bir insandır…
Tezgahtar Nebahat’in emri altındaki kişiyle yaşadığı ilişkiyi öğrenen kocası Zavakyan, ona bir misilleme yapmak ister. Çiftin dört çocuğu bulunmaktadır. Bu çocukların eğitimine gelen bir öğretmen vardır. Tezgahtar Nebahat’in kocası Zavakyan, bu öğretmene kanca atar. Öğretmen, zaten Nebahat ve kocasının yaşam tarzına hayrandır. Zavakyan ile aralarında kısa sürede tutkulu bir ilişki başlar. Zavakyan sık sık iş bahanesiyle yurtdışına çıkmaktadır.
Nebahat, kocasının bir şeyler karıştırdığından şüphelenmeye başlar. Ancak aklının ucundan bile geçmez ki çocuklarının öğretmeniyle ilişkisi olabilir. Zavakyan’ın tarihi eserlere ilgisi olduğunu bildiğinden, yurtdışı seyahatlerini bu meraka yormaktadır.
Bir gün Tezgahtar Nebahat, kocasını takip ettirmeye karar verir. Güvendiği bir arkadaşını Zavakyan’ın gideceği yurtdışı seyahati için görevlendirir. Uçak bileti, otel bilgileri dahil her şeyi temin eder. Tezgahtar Nebahat’in arkadaşı, Zavakyan’ı bir gölge gibi takip eder. Gittiği ülkede kaldığı otelin bilgisine kadar ulaşır. Aynı otelde kalmak için rezervasyon yaptırır.
Zavakyan hiçbir şeyden habersiz, çocuklarının öğretmeniyle aynı otelde kalmaktadır. Öğretmen otelde farklı bir tarihte giriş yapmıştır ve adını resepsiyona kaydettirmiştir. Tezgahtar Nebahat’in arkadaşı, ikisini birlikte görünce hemen Nebahat’e haber verir. Zavakyan, ülkesinden uzakta kimsenin haberi olmayacağını düşünerek sevgilisini yanına getirmiştir.
Zavakyan, sevgilisiyle güzel vakit geçirir, eğlenir ve ülkesine geri döner. Tezgahtar Nebahat, eve döndüğü andan itibaren kocasını ağza alınmayacak küfürlerle karşılar.
Zavakyan, hiçbir şey olmamış gibi davranır:
“Sen kenarın dilbersin, seni kenar mahalleden alıp prenses yaptık. Haddini bil, bulunduğun yerin tadını çıkar. Benim hayatıma bir daha karışma,” der.
Nebahat:
“Utanman yok mu senin? Ahlak yok mu sende? Evimize girip çıkan biriyle, çocuklarımızın öğretmeniyle nasıl böyle bir şey yaparsın?” diye bağırır.
Zavakyan ise sadece şunu söyler:
“Hiç olmazsa emrim altındaki biriyle yatmıyorum. Benimki daha namuslu, daha ahlaklı sana kıyasla.”
Nebahat:
“Demek çocuklarının öğretmeniyle yurt dışında kaçamak yapmak daha ahlaklı ha?!”
Zavakyan:
“Evet. Beğenmedin mi? Bulunduğun yerin tadını çıkarmaya bak, benim hayatıma karışma,” diye tekrarlar.
Tezgahtar Nebahat yaşadığı olay, duydukları ve kocasının tavırları karşısında adeta bir travma geçirir. Ne yapacağını şaşırır. Aklında sadece tek bir cümle döner durur:
“Benim yaptığım daha namuslu, daha şerefliydi.”
O zaman, Tezgahtar Nebahat de aynısını yapmalıydı.
Ve o da kocası gibi çocuklarının erkek öğretmenine kancayı taktı.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.