Takip Et

Tezgahtar Nebahat - 3

Yahudi zihniyetinin yetiştirdiği, hayatının merkezine insan kullanma, para, güç ve ahlaksızlık koyan Amerikan vatandaşı tezgahtar Nebahat hakkında sana iki kez yazmıştım. Bu kurguda seriyi bitirmedik, devam ediyoruz.

Araya başka gelişmeler girdi. Şehirdeki, içinde medyasından mafyasına, bürokratından siyasetçisine, işçisinden teröristine, müteahhidinden mücahidine kişilerin bulunduğu, şu sıralar bir takım uğursuzluklar içinde olan imar rantı çetesini daha sonra anlatacağım. Aydın Galatasaray Taraftar Derneği’nde yaşanan “görgüsüzlük” krizini, konser organizasyonundan sonra bahsedeceğim.

Bugün “Tezgahtar Nebahat” serisinin üçüncüsü ile sohbetimize devam edeceğiz. Fakir fukara edebiyatı yapıp saraylarda, villalarda yaşam süren; tüm insanlığı kendine hizmet etme aracı olarak gören samimiyetsiz, duygusuz, ahlaksız, omurgasız tezgahların hikâyesini anlatacağım.

Tezgahtar Nebahat, dünyanın tek mağdur insanı olduğuna inanır ve çevresindekileri buna inandırmaya çalışır. Nebahat’ın bu manipülasyonu koruma kalkanıdır. Gelişen olaylar nezdinde kendisine siyasi güvenlik, koruma ve rahatlık sağlıyor. Yahudi çırağı, Amerikan vatandaşı tezgahtar Nebahat, algılarla çeşitli oyunlar kurgulayıp fakir edebiyatı, kadın ve anne edebiyatı üzerinden kendisine gelecek devşirmeye çalışıyor.

Kayınpederi ile yaşamış olduğu aşk ilişkisinden sonra oğluyla evlenmesi sonrasında yine böyle mağdur edebiyatıyla ailenin içerisine girebilmişti.

İlk aşkı kayınpederini ikna etmiş ama ailenin geri kalan namuslu ve ahlaklı insanlarını ikna edememiş, ailenin dışlanan kişisi olarak hayatını sürdürmüştü. Üstelik yaşamış olduğu ilişki sonrası oğluyla evlenmesini hazmedemeyen kayınpederine başka bir manipülasyon yaparak, geçmişte bazı özel sırlarını paylaştığı kadın arkadaşını kayınpederine yönlendirmiş ve bu süreç içerisinde onun duygusal bir ilişki yaşamasını sağlamış, bu duygusal ilişkinin yoğunluğunu artırarak yanında duran arkadaşının kendisini kayınpederi nezdinde affetmesini sağlattırmıştı.

Daha sonra da kayınpederi ile alakalı “genç ve taze kadınlardan hoşlanıyor” dedikodusu çıkarmıştı. Şu aralar Alzheimer rahatsızlığı başlangıcı olan kayınpederin, Nebahat’ın alçak, namussuz, ahlaksız ailesinin içerisine giren bir yılan, bir şeytan olduğunun bilincinde olmadan dünyadan göçecek olması Nebahat’ın en büyük kazancı.

Nasıl bir aşağılık, nasıl bir karaktersiz, nasıl bir ahlaksız zihniyete sahip olduğunu bu olaydan bir kez daha anlayabilirsiniz. Hayatı kumpas, tezgâh, yalan, dolan, rüya, iftirayla geçen tezgahtar Nebahat, amacına ulaşmak için elinde ne varsa, hatta vücudunda ne varsa kullanabilen omurgasız bir yaratıktır.

Kendisi ile gençlik yıllarında arkadaşlık yapmış ve daha sonra Nebahat’a işi düşmüş bir arkadaşının tespiti şöyledir:

“Bakın, her yerde seçilmiş olduğunun altını çizer gücü oradan alır NEBAHAT. Kullandığı halkın vicdanını kendine kalkan yapar. Unutmayalım; Şeytan da seçilmişlerdendi. Nebahat’ın durumu tıpkı Şeytan’ın durumu gibi. İçi kötü, dışı kötü, ruhu kötü, zihni kötü…”

TEZGAHTAR Nebahat’ı yakından tanıyanlar bilir. Yazdığım yazılardan sonra çok arayan oluyor. Diyorlar ki: “Ahlaksız, şerefsiz hakkında bunların çok daha fazlası var. Beşikteki bebeğe bile iftira atar, anne, kadın, çocuk dinlemez; kendi menfaati için harcamayacağı kişi yoktur.”

Tezgahtar Nebahat’ın ailesine çok yakın bir iş insanı kendisiyle ilgili şöyle bir tespitte bulunuyor:

“NEBAHAT, akıl ve ruh hastası derecesinde takıntılı ve ahlaksızdır.”

Ciddi söylüyorum; tecrit edilip zarar verdiği, vermek istediği kişiler koruma altına alınmalı. Ruh bilimi, Nebahat’ın hayatını bilimsel açıdan incelemeye almalı; diğer tanılarla kıyaslamalı, literatüre katkısı olacak anlamlı sonuçlar elde edileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.