Takip Et
  • 15 Mayıs 2025, Perşembe

BAZEN ÜSTÜNE ALINMAK LAZIM...

Erdem, ahlaki olarak doğru olanı yapıp yanlış olanı yapmamaktır. Bu davranış biçiminin en güzel örneklerinden biri ise yapılan hatayı kabul edip, haksız yere kırdığımız ve üzdüğümüz insanlardan özür dilemektir...

Buna karşın, asla hatalarımızı kabul etmemek, kabul etmiş olsak bile hiçbir şey olmamış gibi davranıp düzeltme yoluna gitmemek ve hataya karşı uyarılmaktan rahatsız olmak gibi gayr-i ahlaki bir davranış biçimi daha vardır ki insandaki kibrin apaçık bir göstergesidir. Bu davranış biçimine sahip olanlar 'Pişkin, vurdumduymaz, derisi kalın' gibi sıfatlarla nitelendirilmekte olup, bunlar erdemli insanlar için adeta birer 'yürüyen cehennem' hükmündedirler...

Bir de cehaletle vurdumduymazlığı aynı bünyede birleştirenler var ki 'ömür törpüsü' sözü tam da bu insanlar için söylenmiş gibidir...

Ne yazık ki sayıca hiç de az olmayan ve neredeyse hergün muhatap olmak zorunda kaldığımız pişkin ve vurdumduymaz insanlar, yaptıkları hatayı çok kolay görmezden gelebilen, hiç bir şey olmamış gibi rahat davranabilen, kendilerine söylenenlerden asla pay çıkarmayan, sorunlu fakat sorumsuz insanlardır. Oysaki bazen hatayı kabul edip söyleneni üstüne alınmak herkes için daha iyidir....

İki yüzlü ve hatta yüzsüz bir davranış biçimi olan pişkinlik, yapan için iyi bir kaçış yöntemi gibi görünse de muhatapları için adeta bir cinnet sebebidir. Bu nedenle, yüzüne tükürsen 'Yarabbi şükür' diyecek kadar onursuz olan bu tür insanlardan kesinlikle uzak durulması ruh sağlığımız için oldukça önemlidir. Herhangi bir pişkinle muhatap olduğunuzda, Bernard Shaw’ın şu sözünü hatırlamakta fayda var:

“Uzun bir zaman önce, asla bir domuzla güreş tutmamam gerektiğini öğrendim. Zira domuzla güreşe tutulduğunda her iki taraf da çamur içinde kalacak, ancak domuz bundan çok hoşlanacaktır...”

Bir açıdan arsız ve saygısızca davranarak işini yürütmek anlamına da gelen pişkinlik, ne yazık ki psikolojik bir rahatsızlık olmayıp, karakter ve omurga zaafiyeti ile ilgili bir sorundur. Pişkin kişinin ar damarı çatlamış demektir. Tıp herşeye çare buldu da, 'çözümsüz vakalar' olan pişkinlerin ar damarındaki çatlaklara çare bulamadı...

Pişkin insanların en karakteristik özelliği, söyledikleri söz ya da sergiledikleri tavrın muhataplarında nasıl bir hasar oluşturacağını görmekten aciz olmalarıdır. Empati yapma kabiliyetinden de yoksun olan bu insanları uyardığınızda, 'ne var ki bunda?' diyerek yeni bir pişkinlik örneği sergilerler. Bu nedenle, en iyi yol 'şeytan görsün yüzünü' deyip bu tür insanlardan uzak durmaktır...

Pişkinliğin en bariz örneklerini ne yazık ki en çok da siyaset sahnesinde rastlıyoruz. Bazı siyasetçilerin pişkin tavırlarını gördükçe 'Acaba iyi bir siyasetçi olmak için gerekli kriterlerden biri de pişkin olmak mıdır?' diye bir soru aklımıza gelmiyor da değil...

Örnek mi istiyorsunuz, buyrun size taze taze birkaç örnek;

Bir belediye başkanının iş adamlarıyla yaptığı toplantıda otel kameralarının bantlanması olayının, 'Başkanımızın üzerine çorba dökülüp kötü bir görüntü vermesinin önüne geçilmesi amacıyla bantlandı' gibi basit ve uydurma bir gerekçe ile açıklanması...

Parti arabasının geçişine izin verilmeyince şoföre arabayı polisin üzerine sürmesi talimatı veren milletvekilinin, özür dileyip yanlış yaptığını itiraf etmek yerine, 'Ben milletvekiliyim' diyerek bir cana bile kastedebileceğini ima etmesi...

Okunan ezanı bastırmak için megafon açıp slogan atan kalabalığa bir tek söz söylemeyen parti başkanının (sanki ortada hiçbir saygısızlık yokmuş gibi) bir de "ezanı dinledik" demesi...

...

Gamsız olmak ile duyarsız olmak arasında dağlar kadar fark var. Gamsız insan 'kendinden başka hiçkimseyi düşünmeyip sorunları asla kafaya takmayan insan' demek iken, duyarsız insan 'düşünmekten yoksun, başkalarının duygu ve düşüncelerine karşı saygısı olmayan insan' demektir. En tehlikelisi de bu ikisinin aynı insanda birleşmesidir...

Verdiğim örnekler tam bir gamsızlık ve duyarsızlık örnekleri olup, siyasi körlük sebebiyle bazıları farketmese de, toplum açısından oldukça tehlikeli davranış biçimleridir. Böyleleri için;

Gencecik insanların sicilleri bozulmuş ve istikballeri kararmış ne gam...

Söz ve davranışları yüzünden ülkenin ekonomisi zarar görmüş ne gam...

Halk galeyana gelip kontrolden çıkmış, görevini yapan polise saldırmış, toplum kutuplaşmış ne gam...

Devlet kurumlarının itibarı zedelenmiş ne gam...

...

En komiği de ne biliyor musunuz?

Her haltı yedikten sonra hiçbirşey yapmamış gibi davranmak...

Unutulmasın ki bir evin bütün camlarını kırdıktan sonra bir de kapısını çalamazsınız...

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.