AyFm 100.5
  • 2 Temmuz 2025, Çarşamba

Koruk tadında bir yaz

Yazın ortası demek, güneşin alnında olgunlaşmayı bekleyen üzümler demek… Ama tam da bu zamanlar var ya, üzüm daha çocukken, içi ekşi, dışı serin bir sırken… İşte o hâliyle adı: koruk!

Koruk deyince ilk aklıma koruk suyu gelir. Aydın’da, Ege’de bu mevsimde hemen her evde kaynayan bir tencere koruk suyu mutlaka vardır. Anlatması bile serinletiyor insanı: Yeni toplanmış koruklar ezilir, suyu çıkarılır, azıcık tuzla kaynatılır. Sonra doğruca buzdolabına… Sıcak bir yaz günü, alnınızdan ter damlarken, yorgunluktan konuşacak hâliniz yokken, o bardaktan bir yudum almak… Dünya malı gözünüzde kalmaz. Ne limon ararsınız, ne başka bir şey. Doğal, sade, ferah… Annelerimizin bize miras bıraktığı içsel bir serinlik gibi.

Bir de koruk ekşisi vardır ki, salatanın en gizli sırrıdır. Hele domatesli-biberli köy salatasının üzerine şöyle bir gezdiriverin… Of! Damakta bıraktığı tat, çocukluk anıları gibi: Biraz buruk, biraz nostaljik, ama hep yerinde.

Ama durun, şimdi canım bir başka sofraya gitti:

Zeytinyağlı bamya yapılmış, tabakta usul usul salınırken yanına bir kâse sarımsaklı patlıcan turşusu gelmiş. İşte o ekşi patlıcanın sarımsağıyla bamyadaki limonun uyumu… Sofranın mütevazı yıldızları bunlar. Ve aralarına bir bardak buz gibi koruk suyu eklenmiş. Ne tatlıya gerek kalır, ne başka bir şölene. Yazı yaz yapan bu sofralar zaten. Kokusu anne mutfağını, tadı çocukluk yazlarını hatırlatır.

Şimdi düşünüyorum da, koruk aslında sadece bir meyve değil. O bizim sabırsızlığımızın, heyecanımızın, çocukluğumuzun simgesi. Henüz olmamış bir şeyin bile kıymetini bilmeyi, ekşiliğine rağmen gülümsemeyi öğreten bir öğretmen gibi.

Ben de evimin bahçesine bir asma diktim. İki yıl oldu, güzelce büyüdü ama henüz meyvesini vermedi. Yine de umutla bekliyorum. Belki seneye… Belki ondan sonraki… Ama o ilk korukları dalından topladığım günün hayalini şimdiden kuruyorum. Şükür ki annemin köydeki evinin bahçesindeki asmalar hâlâ cömert. Çocukluğumdan bu yana, her yaz bir gelenek gibi, koruk toplayıp suyunu yaparız. O tat ne zaman dilime değse, geçmişe kısa bir yolculuk yaparım.

Bu yıl evin önündeki asmada koruklar bol. Her geçişimde gözüm takılıyor. Belki bu hafta sonu bir tencere kaynatırım yine… Çocuklar önce yüzünü buruşturur muhtemelen ama sonra… Sonra onlar da sever bu buruk tadı. Çünkü koruk, tatlı olmayı beklemeden sevilmenin başka bir hâlidir.

Sahi, siz en son ne zaman koruk suyu içtiniz?

Ve zeytinyağlı bamyayla sarımsaklı patlıcan turşusunu birlikte denediniz mi hiç? 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.