AyFm 100.5

Aşure ayı geldi, kalpler birleşti

Bu yıl da bereketin, paylaşmanın ve hatırlamanın mevsimi geldi çattı. 26 Haziran Perşembe günü, hicri takvime göre Muharrem ayına girdik. Bu kutsal ayın 10. günü olan Aşure Günü, bu yıl 5 Temmuz Cumartesi gününe denk geliyor.

Muharrem ayı sadece bir takvim ayı değil; binlerce yıllık bir duanın, bir yasın, bir bereketin ve insanlık mirasının taşıyıcısıdır. Ve elbette bu ayın kalbinde, aşure vardır.

Çocukluğumdan beri aşure dendi mi, gözümde hemen annemin mutfakta sabahın erken saatlerinde başlayan o telaşlı ama huzurlu hazırlıkları canlanır. Tencerelerde sabırla pişen buğdayın kokusu, sıcacık buharıyla yumuşayan nohut ve fasulye, mis gibi renkleriyle kuru kayısı ve incirler… Her biri tek başına sade birer malzeme; ama bir araya geldiklerinde, adeta lezzetin, birlikteliğin ve maneviyatın bir resmi hâline gelirler.

Aşure, sadece bir tatlı değildir. Her kaşığında bir hikâye, her lokmasında bir anlam saklıdır.

Hz. Nuh’un tufandan kurtulduktan sonra elinde kalan son malzemelerle yaptığı rivayet edilen ilk aşureden bu yana, insanlık bu tatlının içine sadece kuru yemiş değil; sabrı, şükrü, inancı ve en çok da paylaşmayı katmıştır.

Ama bu günün başka bir yönü daha var. Muharrem’in 10. günü, aynı zamanda Kerbela’da Hz. Hüseyin ve yoldaşlarının katledildiği gündür. Bu yönüyle aşure, yalnızca bir bayram tatlısı değil; bir hatırlayışın, bir yasın ve bir saygı duruşunun da ifadesidir.

Toplumun belleğinde bu kadar köklü yer eden başka kaç gelenek kaldı ki?

Mahallede kapı kapı dolaşıp dağıtılan aşureler… “Bir tabak da sana düşsün” diye edilen içten dualar…

Tencere başında tarif kıyaslayan teyzeler, “Suyunu fazla kaçırma, şekeri dengede tut!” diye tembihleyen büyükler…

Birlikte pişirilen, birlikte kaşık kaşık tüketilen ortak bir kültür mirası…

İşte yine o vakit geldi.

5 Temmuz Cumartesi günü, Aşure Günü’nü idrak edeceğiz.

Evlerimizde tencereler kaynasın, kalplerimiz yumuşasın.

Birlikte pişirelim, birlikte yiyelim. Belki bir dargınlığı tatlandıralım, belki de bir hayır duası alalım.

Unutmayalım ki aşure yalnızca damağa değil, gönle de hitap eder.

Bu yıl siz de tencerenizi sadece buğdayla değil; sevgiyle, sabırla ve şükranla doldurun.

Ve kapınızı çalan her tabakta, bin yıllık bir geleneğin sıcacık yüreğini hissedin.

Kalbinizden bereket, sofranızdan aşure eksik olmasın.

Muharrem ayınız mübarek olsun. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.